...
Karadayı'nın Yılmaz'la ilgili söyledikleri ibretlik... Yılmaz'a 'Altın tepsi içinde iktidar teslim ediyoruz' derken doğru söylüyor. Yılmaz'ın başbakanlığı halk iradesinin bir sonucu değildi çünkü, sandıktan çıkmadı. Bir ikramdı. Aslında Mesut Yılmaz kendisini başbakanlık koltuğuna oturtanlara karşılığını fazlasıyla verdi. 'Siyasi hayatıma da mal olsa' dedi ve bir dizi yasayı Meclis'ten geçirdi. Meğer Karadayı daha fazlasını istemiş, Siyasi Partiler Kanunu'ndan Seçim Kanunu'na kadar... Milletvekilliği dokunulmazlığı da talepler arasındaymış.
Karadayı '7-8 tane şey söyledim, hepsini sırıtarak dinledi. Mesut Yılmaz da kaypak' diyor. Nasıl dinleyecekti ki... Acaba ayakta hazırol vaziyetinde mi dinlemesini bekliyordu? Gerçi muhalifleri tarafından kendisine 'Onbaşı Mesut' dendi ama o kadar da değil. Belki de her talebine 'Emredersin komutanım' diye cevap vereceğini umuyordu. 28 Şubat müdahalesine vücut veren Karadayı gibi paşalar Mesut Yılmaz'dan memnun kalmadılarsa demokrasi adına korkmak lazım. Bir daha Yılmaz gibisini bulma şansları yok çünkü.
...
Mesut Yılmaz da olmadıysa siyasete yön vermek isteyen askerlerin aradığı siyasetçi profili nasıl biridir? Bu topraklarda örneği var mıdır? Karadayı açıklasa da öğrensek...
Mustafa Ünal - 01 Mart 2009, Pazar
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=820343&title=karadayi-mesut-yilmaz-kaypak
1 Mart 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder