15 Mart 2009 Pazar

Gülay Göktürk - Bülent Arınç'ın Üslubu

...

Nedir bu üslubun özelliği?

İlkelilik dobralık ve netlik... Arınç nabza göre şerbet vermeyi reddediyor; lafını eveleyip gevelemeden cesurca söylüyor ve kendini haklı gördüğü sürece geri adım atmıyor.

Türkiye'deki vesayet rejiminin temsilcilerinin ona karşı duydukları nefreti anlamak çok kolay. Çünkü o müdanaasız... Hiçbir çıkar beklentisi, koltuk hırsı olmaksızın siyaset yapıyor ve bu yüzden de kontrol edilemez bir insan. İktidar sahipleri kontrol edemeyecekleri insanlardan hep korkarlar ve nefret ederler. Doğru bildiğini eğmeden, bükmeden dosdoğru ortaya koyuşu, politikacıları karşılıklı çıkar ilişkileri temelinde rehin almaya alışmış çevreleri çaresiz bırakıyor. Ona karşı duydukları nefret bu çaresizlikten...

Bu üslüp nasıl bir siyasi çizgiye eşlik ediyor diye baktığımızda, Bülent Arınç'ın başından beri AK Parti Hareketi'nin çıkış ilkelerine sadık kalınmasında ciddi katkıları olduğunu görüyoruz. Arınç, partinin sivil-asker bürokrasi tarafından "kuşatılmaya" ya da "teslim alınmaya" çalışıldığı her kritik dönemde parti içinde sivil ve demokratik perspektife sahip çıkan kişi olarak karşımıza çıkıyor. Meclis Başkanlığı seçimlerinde Vecdi Gönül karşısında aday olması böyle kritik bir andır. Bir diğeri ise, cumhurbaşkanı seçimi sürecidir.

Bu süreçte AK Parti içinde ortaya çıkan "askeri bürokrasinin kabul edebileceği bir aday çıkarma" eğilimi karşısında direnen ve Gül'ün adaylığının gerçekleşmesi için "kendini ortaya koyan" kişi yine Arınç'tır. Özetle, Arınç'ın dobra ve net üslubu hep ilkeli bir siyasi çizginin hizmetinde olmuş ve bu siyasi çizgi birçok kere AK Parti içinde ortaya çıkan askeri vesayet rejimiyle uzlaşma teşebbüslerinin karşısına dikilmiştir.

Bütün bunlar aslında vesayetçi rejim savunucularının ona karşı duydukları düşmanlığı da açıklıyor ve meselenin sadece bir üslup meselesi olmadığını koyuyor ortaya. O yüzden bence demokratik kamuoyunun da Arınç'ın yürüttüğü bu misyonu kavraması, karşı cenahtan yükselen nefretin etkisi altında kalarak onu günah keçisi yapmak ya da "üslüp eleştirileri"yle kendini o çizgiden ayırmaya çalışmak yerine ona sahip çıkması gerekir.
Siyasetteki herkesin onun gibi olmasını bekleyemeyiz ama, hiç değilse arada bir çıkan böyle insanların da kıymetini bilmek lazım.


...

Gelelim Genelkurmay'ın son açıklamasına...

Doğrusu artık her şeyin ayyuka çıktığı, kazılan her çukurdan ordu malı silahların, Botaş'taki ölüm kuyularından "faili meçhul" kol bacak kemiklerinin fışkırdığı bir zamanda, ben ordumuzun yöneticilerinin böyle üst perdeden açıklamalar yapmak yerine, biraz olsun mahcubiyet içinde olmasını ve bunu bize belli etmesini beklerdim.

...

Hani özeleştiri filan beklemek hayal olur da, hiç değilse "gözünün üstünde kaşın var" diyeni azarlama huylarından artık vazgeçseler iyi olacak.

http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/62760-bulent-arinc-in-uslubu-gulay-gokturk-makalesi.aspx

Hiç yorum yok: